Okul Servisinin Kaçırılmasının Ceza Hukuku Bakımından İrdelenmesi (Ocak 2024)

Av. Yaman Saygılı

1. 04.01.2024 tarihinde ilkokul öğrencilerini taşıyan bir okul servisinin bir kişi tarafından kaçırılması olayı yaşanmıştır. Olayı kısaca özetlemek gerekirse; şüpheli şahıs, saat sabah 07.00 sularında Kadıköy Zühtüpaşa Mahallesi’nde bir servis şoförünü durdurup lastiğinin patlak olduğunu söylemiş; şoförün lastiği kontrol etmek amacıyla araçtan inmesinin ardından sürücü koltuğuna geçip içindeki öğrencilerle birlikte servisi kaçırmıştır. Fazla uzaklaşmadan, Göztepe Mahallesi’nde servis içerisindeki öğrencileri ve hostesi indirmiş; akabinde Pendik Dumlupınar Mahallesi’ne kadar araçla gitmiş ve aracı orada bırakarak yaya olarak kaçmıştır.

Somut olayda akla gelen ilk suçlar, TCK m. 109 ile düzenlenen Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, m. 141 vd. düzenlenen Hırsızlık ve m. 223 ile düzenlenen Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması suçlarıdır.

2. Olayda, öncelikle şüphelinin teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık eyleminin basit hırsızlık kapsamında mı yoksa nitelikli hırsızlık kapsamında mı olduğunun değerlendirilmesi gerekmektedir. İlk bakışta olayda TCK m. 142/2-d ile düzenlenen “Haksız Yere Elde Bulundurulan veya Taklit Anahtarla Kilit Açmak” nitelikli halinin var olduğu düşünülebilirse de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun istikrarlı içtihadı anahtarın kontağın üzerinde yahut arabanın içinde araştırmaya gerek kalmadan görülebilir bir yerde olduğu durumlarda bu nitelikli halin oluşmayacağı yönündedir. Olayda şüpheli, şoförü sürmekte olduğu araçtan lastiğini kontrol etmesi için hile yoluyla inmeye ikna edip sürücü koltuğuna geçerek uzaklaştığından, basit hırsızlığa teşebbüs söz konusudur.

3. TCK m. 143 uyarınca, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. TCK m. 6/1-e ise gece vaktini, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat önceye kadar süren vakit olarak tanımlar. Haberlere konu olan fiilin saat sabah 7.00 civarı gerçekleştirildiği ve İstanbul’da 4 Ocak tarihinde gün doğumunun 08.29’da olduğu anlaşıldığından, m. 143 uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

¹Yargıtay CGK 2017/474 E., 2017/519 K. – 2012/1405 E., 2013/520 K. – 2012/1313 E., 2013/521 K.

4. Hırsızlık suçu hakkında son olarak tartışılması gereken husus, somut olayın teşebbüs aşamasında kalmış basit hırsızlık mı yoksa TCK m. 146 ile düzenlenen kullanma hırsızlığı mı olduğudur. Kullanma hırsızlığı, suça konu malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere çalınması halinde söz konusu olacaktır. Kanaatimizce, haberlere konu olan olayda şüphelinin iradesinin servisi bir süre kullanıp zilyet olan şoföre iade etmek yönünde olduğunu iddia etmek güçtür. Nitekim servisi alıkoyduğu yere geri götürmemiş, muhtemelen araç ile yakalanacağını anlaması üzerine Pendik’te aracı bırakarak kaçmıştır. Dolayısıyla basit hırsızlığa teşebbüsün söz konusu olduğunu söylemek yerinde olacaktır. 

5. Somut olayda, TCK m. 223 ile düzenlenen Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması suçunun da meydana geldiği anlaşılmaktadır. Maddenin ilk fıkrası uyarınca, cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Medyada yer alan bilgiler ışığında şimdilik anlaşılan, failin cebir veya tehdit kullanmadığıdır. Kanun maddesi “ya da hukuka aykırı başka bir davranışla” ifadesini geçirmektedir. Bu kapsamda hile yoluyla bir ulaşım aracını hareket halinde iken durdurmak ve gitmekte olduğu yerden başka yere götürmek suçun oluşması için yeterli olacaktır. Failin tekerleğinde bir sorun olduğunu söyleyerek şoförü arabadan inmeye ikna ettiği göz önüne alındığında, hile unsurunun gerçekleşmiş olduğunu söyleyebiliriz. 

Ancak bu noktada önemle belirtmek gerekir ki, Ulaşım Araçlarının Kaçırılması suçu ile Hırsızlık suçu arasında fikri içtima ilişkisi söz konusu olacaktır. Sayılan iki suçu meydana getiren fiil, şoförün hileyle arabadan indirilmesinin ardından direksiyon başına geçilip servis aracının bölgeden uzaklaştırılmasıdır; yani tek bir ortak fiil söz konusudur. Dolayısıyla, TCK m. 44 devreye girecek ve cezası daha ağır olan suç Gece Vakti Hırsızlık olduğu için fail Ulaşım Araçlarının Kaçırılması suçundan dolayı ayrıca cezalandırılmayacaktır.

6. Haberlere konu olay bakımından incelenmesi gereken üçüncü suç tipi ise, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçudur. TCK m. 109 uyarınca, bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Ayrıca m. 109/2 uyarınca, kişi fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Haberlere konu olayda şüpheli, yukarıda da belirttiğimiz üzere, servisi alıkoyabilmek adına hileli bir hareketle servis şoförünü tekerleğinin patladığına ikna ederek servisten indirdiğinden bu fıkranın aradığı koşul gerçekleşmiştir.

Yine medyaya yansıdığı kadarı ile failin on öğrenci ve bir hostesin içinde bulunduğu servisi kaçırması, öğrenciler ve hostesin okula gitme hürriyetinden yoksun bırakılması sonucunu doğurmuştur. Failin servisi kaçırmaktaki asıl saikinin öğrenciler ve hostesin hürriyetini tahdit etmek değil yalnızca servis aracını kaçırmak ve çalmak olduğunun kabulünde dahi, ceza hukukunda suçun meydana gelmesinde özel olarak düzenlenmedikçe saik değil kast önem arz ettiğinden, sabah okula gitmekte olan bir servisi içindeki öğrencilerle birlikte kaçıran failin kastı hürriyeti tahdit suçunu da kapsayacaktır. Ayrıca mütemadi bir suç olan Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçu bakımından failin hareketi Hırsızlık suçundan farklı olarak öğrenciler ve hostesin iradeleri hilafına kendisinin sürdüğü serviste tutulması olduğundan, bu iki suç arasında fikri içtima ilişkisinden bahsedilemeyecek ve fail her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

7. Maddenin üçüncü fıkrasının (f) bendi uyarınca suçun çocuğa karşı işlenmesi cezanın bir kat artırılmasına sebep olmaktadır. Ayrıca aynı suç tek fiille birden fazla kişiye karşı işlenmiş olduğundan, zincirleme suç hükümleri uyarınca cezanın dörtte birden dörtte üçüne kadar artırılması gerekecektir. 

Son olarak önemle belirtmek gerekir ki, TCK m. 110 uyarınca, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanılmadan önce mağdura zarar vermeden, kendi iradesiyle güvenli bir yerde serbest bırakan failin cezasının üçte ikiye kadarı indirilecektir. Olayda failin servisi alıkoyduktan sonra oldukça yakın bir mahalle olan Göztepe Mahallesi’nde öğrencileri ve hostesi servisten indirdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçundan verilecek ceza belirlenirken bu maddenin de dikkate alınması gerekecektir.